azeteci ve yazar Abdurrahman Dilipak, 28 Şubat sürecine ilişkin, "Hayatın bütün alanlarında inanılmaz bir terör estiriliyordu. Faili meçhul cinayetler de işleniyordu" dedi.

Gazeteci ve yazar Abdurrahman Dilipak, 28 Şubat sürecine ilişkin "Hayatın bütün alanlarında inanılmaz bir terör estiriliyordu. Faili meçhul cinayetler de işleniyordu" dedi.

Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mizan Hukuk Topluluğunca Hukuk Fakültesi konferans salonunda düzenlenen "Yakın Tarihin Kara Lekesi 28 Şubat" konulu konferansta konuşan Dilipak, o dönemde her konuda dava açıldığını söyledi.

"Yüzüğünüz gümüşse potansiyel suçluydunuz"

Dilipak, 28 Şubat'ın kendisi için hem trajedi hem de keyfili olduğunu dile getirerek şöyle konuştu:

"Mesela gözaltına alındığım kızla oğlumu evlendirdim. 28 Şubat'ta eyleme katılan kızcağız, benim gelinim oldu. Evet, işkenceler yapıldı, inanılmaz baskılar yapıldı.Yüzüğünüz gümüşse potansiyel suçluydunuz, pantolonunuzun dizinin eğer ütüsü bozulmuşsa siz namaz kılıyor olabilirdiniz. Subayları, eşleri başörtülü diye ordudan yargısız bir şekilde attılar. Okuduğunuz dergi, abone olduğunuz gazete, katıldığınız konferans, her şey sizin aleyhinizde delil olarak kullanılabilirdi. O süreçte inanılmaz ahlaksızlıklar yaşandı. Hayatın bütün alanlarında inanılmaz bir terör estiriliyordu. Faili meçhul cinayetler de işleniyordu. Bunlar, Müslümanların üzerine yıkılıyordu. Ben, o dönemde yargılandığım davalarda hiç mahkum olmadım. Sadece birkaç defa tazminata mahkum edildim."

Dilipak, 28 Şubat sürecinde 5 milyon insanın el ele tutuştuğunu ifade ederek şunları kaydetti:

"Türkiye'de bir uçtan bir uca insan zinciri oluşturdu. Bir tek kişinin burnu kanamadı, bir tek kavga olmadı. Hatta bizim kızlarımız, polislere karanfil verdiler. Gezi olaylarının ortaya çıkarttığı tahribatı biliyorsunuz. 5 milyon insan ise hiç bir provakasyona katılmadı. Tek bir sloganları vardı 'Allahuekber' ve eylem bittikten sonra da hiçbir taşkınlık yapmadan evlerine geri döndüler."

Okumaya devam edin
Yorumlar (0)