Bakın bu Covid laboratuvarda üretilen geni ile oynanmış bir biyolojik ajan. Bir “biyolojik savaş”la karşı karşıyayız. Bu savaşın Şeytan üçgenindeki merkez karargahında Starlin/Neuralink, Microsoft/5G/Huawei vd ve DSÖ var! Bir de bunun bilim, ekonomi, siyaset, STK, Akademi, Media alanlarında işbirlikçileri var! Allah insanlığı zalimlerin, yer yüzünü ıslah etme iddiası ile tezgahladıkları fitne ve fesadından korusun. Ve biz de akıllı, dürüst ve cesur bir şekilde bunlara karşı çıkalım, bunların değirmenine su taşımayalım.

“Koronavirüste tüm aşı çalışmaları çöp olabilir”. 13.11.2020 tarihli Sabah gazetesindeki haberin başlığı böyle. Haberin devamı şöyle: “Koronavirüsle ilgili gelen son dakika haberine göre Amerika, İngiltere, Rusya ve Çin aşılarının denek çalışmalarının yapıldığı İstanbul Tıp Fakültesi’ndeki ilk sonuçların umut verici olduğu belirtilirken, tıp dünyasını korkutan ve ihtimaller dahilinde olan bir senaryo ise her şeye baştan başlamayı gerektirebilir. Prof. Dr. Tufan Tükek dünyayı kurtarması beklenen aşı çalışmalarını adeta yok edecek ihtimali açıkladı. % 90 etkinlikli bir aşı toplumsal bağışıklanma anlamına gelir. Buradaki en büyük risk faktörü virüsün mutasyona uğraması. Koronavirüs’ün yapısında oluşacak bir mutasyon en korktuğumuz olasılık. Şayet virüs influenza gibi her yıl farklılık gösterir yani mutasyona uğrarsa, yeni çalışma ve aşı takvimi gerekecektir”. EVET, BÜTÜN AŞILAR ÇÖP OLABİLİR VE TÜNELİN SONUNDAKİ IŞIK SÖNEBİLİR!

Buyurun bir başka haber daha: “Pfizer ve BioNtech ortaklığında geliştirilen yeni tip Koronavirüs aşısının üçüncü faz denemeleri sonunda % 90 etkili olduğunun açıklanması, dünya genelinde Koronavirüs mücadelesi için bir umut oldu. The Economist, bu haftanın aşı gelişmesini kapağında ‘tünelin sonunda görünen ışık’ olarak resmetti. Hatırlarsanız, The Economist, daha önce de, ağzı maskeli bir adam köpeğinin ipini elinde tutuyordu. Meçhul bir el de adamın boynuna ip takmış, onu tutuyor. Son manşeti tüneli gösteriyor ve çıkışta aşı var. Mecburi istikamet aşı. Manşet: “Aniden beliren umut”! Bu arada kendini “Büyük üstad” olarak “Göklerin (Starlink) ve yerin (Neuralink) hakimi” zanneden Great reset sonrası yeni normal zamanın hakimi olma hayalleri kuran Elon Musk: aynı gün 4 kez #Covid19 testi yaptırmış. İkisi negatif ikisi pozitif çıkmış. Üstelik aynı hastanede, aynı ekip ve aynı ekipman ile. Elon Musk “Bu işte bir terslik var!” demiş. @elonmusk: “Something extremely bogus is going on. Was tested for covid four times today. Two tests came back negative, two came back positive. Same machine, same test, same nurse. Rapid antigen test from BD.”

Bakın bu Covid laboratuvarda üretilen geni ile oynanmış bir biyolojik ajan. Bir “biyolojik savaş”la karşı karşıyayız. Bu savaşın Şeytan üçgenindeki merkez karargahında Starlin/Neuralink, Microsoft/5G/Huawei vd ve DSÖ var! Bir de bunun bilim, ekonomi, siyaset, STK, Akademi, Media alanlarında işbirlikçileri var! Allah insanlığı zalimlerin, yer yüzünü ıslah etme iddiası ile tezgahladıkları fitne ve fesadından korusun. Ve biz de akıllı, dürüst ve cesur bir şekilde bunlara karşı çıkalım, bunların değirmenine su taşımayalım.

Bu Covid büyük bir komplo. Bu tanı kitleri sistemin uydurduğu, her gribi “Covid” diye etiketleyerek “Korku pandemisi”ne hizmet eden bir tezgah. Çare diye sundukları birçok şey bu komploya hizmet ediyor. Elon Musk da bu gerçeği itiraf etmiş. Sorunun çözümü bize dayatılan adreste değil.

ALLAH KORUSUN: Şimdi de Pfizer ve BioNtech’in ürününe nerede ise “Yerli ve Milli” diye bir etiket yapıştırıp bize sunacaklar. Bakan Koca, koronavirüs aşı çalışmalarında büyük ilerlemeler kaydedildiğini belirtti. Koca, «Özgürce nefes alacağımız günleri özledik. Maske, yakın zamanda hayatımızdan çıkmış olacak» dedi. İyi de sakın gelen gideni aratmasın. Zira ‘İlaç’ savaş ve suç aleti de olabilir. Şunu biliyoruz Rekombinant bazlı Kovid-19 aşısı adayı geliştirme çalışmaları, ABD Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Acil Durumlara Hazırlık ve Müdahale Müsteşarlığı bünyesindeki Biyomedikal İleri Araştırma ve Geliştirme Kurumu (BARDA) fonları ve iş birliği ile destekleniyor. Ve bu bir GENOM projesidir. Rekombinant DNA teknolojisi kullanarak üretilen aşılara “rekombinant aşılar” diyorlar. Bunlar da “DNA aşıları” ve “Rekombinant / protein subunit aşıları” diye ikiye ayrılıyor. Bu aşılar hastalığa sebeb olan ajan proteinini kodlayan geni ihtiva eden sentetik bir DNA’dan oluşuyor. Bu DNA aşıları soğuk zincir de gerektirmiyormuş. Bizde de bu çalışmalar başlamış. Bakın bu işin kendisi meşru değilse, fıtrata yabancıysa, bu yerli ve milli de olsa benden uzak dursunlar. Onların komplosundan Allah’a sığınırım. İnşallah bu aşıları mecbur etmezler. Ben Pfizer’e güvenmem. Sadece ona değil, bu ilaç firmalarının, gıda firmalarının çoğuna güvenmem. FDI, NSI benim için en az CIA kadar, Masonik yapılar kadar tehlikelidir. Öyle emin olmadığım ürünlerini, mecbur kalmadıkça kullanmak istemem. Kullanmak isteyenler buyursun, hatta onların içini rahatlatmak için “helal” sertifikası da alabilirler, verebilirler. Suudi Arabistan’dan ya da aramızdan hoca ya da Prof. da bulabilirler. Benden uzak dursunlar. Bakın bu Pfizer % 90 etkili koronavirüs aşısı diye kampanya yapan ilaç devinin skandallarla dolu bir geçmişi var. Çağla Üren’in konuyla ilgili makalesini bulup okursanız görürsünüz. Buyurun size konuyla ilgili birkaç farklı haber daha: Haberlere bakar mısınız? Hacettepe Tıp’dan Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs aşısının Türkiye’ye gelmesi halinde saklayacak özel donanımlı dolaplarının olmadığını söylüyor. Tayvan’da 200 gündür yeni koronavirüs vakası görülmedi. Salgını ilk fark eden ülkelerden biri olan Tayvan’da, Kovid-19’un önüne tamamen geçildi. Kısıtlama da yok, karantina da! DSÖ: Koronavirüs aşısı genç ve sağlıklı kişilere 2022’ye kadar yapılmayacakmış, öncelik riskli gruplarınmış. Bu da başka bir haber. Öte yandan; Dünya genelinde koronavirüs vaka sayısı 53 milyonu geçerken özellikle Avrupa kıtası tam anlamıyla salgına teslim olmuş durumdaymış. ABD’de ölüm patlıyor, Afrika’da en büyük felaket açlık ve kıtlık.

Bizimle alay ediyorlar, The Economist de bu rezaletin üstüne tüy dikti. Kapağında karanlık bir tünelin sonunda ışık görünüyor. Ve orada bir enjeksiyon içinde aşı sizi bekliyor. Covid Pandemisi komplosu ile bizi bir korku tüneline soktular. Tünelin sonunda ışık diye bize aşıyı gösteriyorlar. Zaten biz bir yıldır ne diyorduk; “ölümü gösterip kısırlaştırmaya razı edecekler”. Buyurun durum ortada.

Şahid ol Yarab, ben bu fitneden beriyim. Bu fitneyi örgütleyen kendilerini ıslah edici diye gösteren bozguncuların şerrinden ve bu fitneye, kişisel menfaat ya da cahillikleri sebebi ile alet olanların sebeb oldukları ve olacakları ifsattan Sana sığınırım. Bu The Economist’in aralık ve ocak sayılarında mesaj da bekleniyor. Ama daha önce işaretini verdiği nükleer patlamayı hatırlayın. Bu kehanet Ermenistan’daki nükleer santralle ilgili olabilir mi? Ermenistan konusundaki gerçekler, bize anlatılanlardan ibaret değil. Aralık, ocak kolay geçmeyecek gibi. Ve dünyanın tek derdi Covid değil. O gözümüzün önüne konulan bir kibrit çöpü, o çöpün arkasında görmemiz engellenen bir orman var. Allah rızası için, lütfen, sadece DSÖ, FDI’ın gösterdiği yöne bakmaktan vazgeçin. Selâm ve dua ile

Okumaya devam edin
Yorumlar (0)